Ülkemiz ve Dünya genelinde görülen Covid-19 salgını nedeni ile alınan tedbirler kapsamında 22.03.2020 tarihli 2279 Karar Sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile 30.04.2020 tarihine kadar icra ve iflas işlemlerinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Anılan Kararname hükmü: “Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30.04.2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takiplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir.” olarak düzenlenmiştir.
Kararnamenin yürürlüğe girmesinden itibaren işverenler nezdinde soru işareti teşkil eden husus maaş hacizlerinin yürürlüğünün devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Kararname hükmü incelenirken dikkat edilmesi gereken nokta takip işlemleri ve maaş hacizlerinin hukuki niteliğidir.
Taraf takip işlemleri ve icra takip işlemleri olarak ikiye ayrılmaktadır:
Taraf takip işlemleri : İcra takibinin yalnızca taraflarınca yapılan ve icra takibinin ilerlemesini sağlayan işlemlerdir.
İcra takip işlemleri : İcra organlarınca yapılan ve icra takibinin ilerlemesini sağlayan işlemlerdir.
Önem arz eden husus ise maaş haczi işleminin bir takip işlemi olup olmadığıdır. Maaş, işçinin işvereninden alacağıdır. Bu kapsamda İcra İflas Kanunu gereği; alacaklının, borçlunun üçüncü kişiler nezdindeki alacakları üzerine haciz koyma hakkı ile benzerlik göstermektedir. Aradaki farklılık maaş hacizlerinin infazının bir anda olmaması ve fasılalarla yapılmasıdır. Ayrıca maaş haczinin infazı üçüncü kişi konumundaki işveren tarafından yapılmaktadır.
Maaş haczinin infazını yapan işveren, takibin bir tarafı olmadığı gibi icra organı da değildir. Bu sebeple üçüncü kişi işverenin yapmış olduğu bu işlem takip işlemi değildir. Maaş haczi infazının takip işlemi olmaması sebebi ile yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı kararnamesi gereği durdurulan işlemler arasında kabul edilmemelidir. Kısacası, kesinleşen ve infazına başlanan maaş hacizleri açısından anılan kararname gereği sürelerin durdurulması önem arz etmemektedir. Kesinleşmiş ve infazı başlamış maaş hacizlerinin devamı gerekmektedir.
İcra ve İflas Kanunu kapsamında Cumhurbaşkanı Kararnamesi incelendiğinde çıkarılacak sonuç özetle; maaş haczi işleminin taraf takip işlemi olması sebebi ile alacaklılar tarafından 30.04.2020 tarihine kadar yeni bir maaş haczi talebinin yapılamayacağı, ancak daha önceden talep edilmiş ve kesinleşmiş maaş haczi kesintilerinin icra takip işlemi olmaması sebebi ile infazının devam edeceğidir. Halihazırda icra müdürlükleri tarafından yapılan uygulama da bu yöndedir. Ancak yine de, sürecin ve uygulamanın yeni olmasından dolayı bu konuda görüş aykırılıkları olduğunu da ifade etmekte fayda vardır.
İşverenler tarafından dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; bünyesinde çalıştırdıkları işçilerin izin kullanıp kullanmıyor oluşudur. Eğer işçi bu dönemde yıllık izin kullanıyorsa iş akdi devam ettiğinden ve ücret alacağı hala ödeniyor olduğundan maaş haczi kesintilerinin de devam etmesi uygun olacaktır. Fakat işçi eğer ücretsiz izne ayrılmışsa daha önceki yazılarımızda detaylı olarak açıkladığımız üzere ücretsiz izin dönemi boyunca iş sözleşmesi askıda olduğundan ve işçiye maaşı ödenmediğinden dolayı doğmamış bir ücret alacağından kesinti yapılması da mümkün olmayacaktır. Ancak ücret alacağı yeniden ödenmeye başlandığında maaş haczi için gereken kesintilerin yeniden yapılması gerekmektedir.
Saygılarımızla.