Velayetin Değiştirilmesi ve Kaldırılması

Velayetin Değiştirilmesi ve Kaldırılması

İzmir, 21.05.2020

 

Velayet çocuğun korunması ve temsil edilmesi için öngörülmüş hukuksal haklardır. Reşit olmayan çocuk üzerinde velayet hakkı ana ve babaya aittir. Anne babanın evlilikleri sürdüğü müddetçe velayet anne babanın ikisine aittir. Anne ya da babadan biri vefat ederse velayet hayatta kalana ait olur. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da anne ve babanın velayeti altında kalırlar. Anne babanın boşanması durumunda ise hakimin kararı ile belirlenir. 

Bu yazımızda velayet davalarını inceleyeceğiz. Velayet davası; çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin diğer eşe karşı açtığı bir aile hukuku davası türüdür. Velayet davası aile mahkemesinde açılır. Ancak velayet davalarını incelemeden önce genel olarak velayetin kapsamını incelemekte fayda vardır.

1.     Velayet Hakkının Kapsamı

Velayet hakkı kapsamında anne ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevlerine değinecek olursak, çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda anne ve babanın sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, anne ve babanın velayet görevlerine müdahalede bulunulamaz.

Velayete ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından; hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur.

Velayet Hakkının kapsamını Medeni Kanun ve yargı kararlarına göre aşağıdaki gibi listeleyebiliriz:

-        Velayetindeki çocuğun eğitimi ve bakımı hakkında karar alma

-        Velayetindeki çocuğun adını koyma

-        Velayetindeki çocuğunu eğitebilme

-        Velayetindeki çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı

-        Velayetindeki çocuğu temsil etme

-        Velayet altındaki çocuğun işlemlerinden sorumlu olabilme

-        Çocuğun korunması hakkında önlem alabilme

2.     Çocuğa Yönelik Koruma Tedbirleri

-        Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.

-        Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.

-        Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir.

-        Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır.

-        Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir.

3.     Evlilik Birliğinin Sona Ermesi Halinde Velayet

Ortak hayata son verilmesi (Boşanma) halinde, velayet hakkı hakimin hakkaniyetinde olup; hakim, velayet hakkını eşlerden hangi tarafa verirse, velayet hakkı o kişiye ait olacaktır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır.

Velayet hakkı hakim tarafından belirlenirken; özellikle çocuğun menfaati, üstün yararı göz önünde bulundurulur. Çocuğun menfaati açısından, çocuğun; fiziksel, psikolojik, sosyolojik gelişimi göz önünde bulundurularak, eşlerden hangi tarafın müşterek çocuğa bu yönlerden daha iyi gelecek sağlaması hususu dikkate alınır. Bu husus da velayet ile ilgili hükümlerin kamu düzenine ilişkin olmasının bir sonucudur.

Velayetin kime verileceğinin belirlenmesi hususunda bir diğer önemli husus ise müşterek çocuğun yaş aralığıdır. Genellikle 0 - 3 yaş aralığı olan müşterek çocuklar için, çok ağır bir durum olmaması halinde, çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç olması hasebiyle, velayet anneye verilir.

Müşterek çocuğun 3 - 7 yaş aralığından olması halinde, her ne kadar 0 - 3 yaş aralığındaki kadar ihtiyacı gibi olmasa da, yine de annenin bakım ve şefkatine muhtaç olmasından dolayı, genel olarak velayeti anneye verilmektedir. Ancak annenin çocuğa kötü örnek olması, sağlığına zarar vermesi gibi hallerde müşterek çocuğun velayeti babaya verilebilir.

6 - 12 yaş aralığındaki çocuklar için ise, anne bakımına önceki yaş aralıklarındaki gibi ihtiyacı olmaması sebebiyle genellikle mahkeme huzurunda uzman bir pedagog eşliğinde, her ne kadar tam olarak hükme esas alınmazsa da velayetinin kime verilmesi hususunda beyanı alınır.

12 yaş ve üzeri müşterek çocuklar için, çocuk belli bir erginliğe geldiğinden dolayı, mahkeme tarafından bu yaş aralığında çocukların beyanı alarak velayet hususunda karar verilir. Ülkemizin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 12 yaşını tamamlamış çocukların velayeti hakkında karar verilmesinden önce, mahkemenin bu çocukları dinlemesi gerektiği kabul edilmiştir.

4.     Velayetin Değiştirilmesi Nedenleri

Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır.

Velayetin değiştirilmesi için mevcut durumu değiştiren bir olayın olması ve bu durum sonucunda velayet kendisinde olan tarafın velayet görevini aksatmış olması gerekir. Velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayıran nokta budur. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır.

Medeni Kanun hükmüne göre; anne veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır. İlgili maddede velayetin değiştirilmesi için gerekli sebepler sıralanmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki burada sayılan sebepler tahdidi nitelikte değildir.

Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararına göre; velayetin değişmesinin birtakım sonuçları vardır. Velayetin değiştirilmesi ile birlikte velayeti kendisinde bulunmayan anne veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmakta olup mahkemece de bu ilişkinin kurulması gerekir. Yine velayeti kendisine verilmeyen taraf çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu da iştirak nafakasına hükmedilmesi ile sağlanacaktır. Hükmedilecek iştirak nafakası, velayetin değiştirilmesine yönelik yerel mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gereken bir nafakadır.

5.     Velayetin Kaldırılması Şartları

Çocuğun korunmasına ilişkin yukarıda belirtmiş olduğumuz diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim velayetin kaldırılmasına karar verebilir. Velayetin kaldırılması hususu yine hakim tarafından verilecek bir karar olup; aane ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yer bulunması, anne ve baba tarafından çocuğa yeterli ilgi ve alakanın gösterilmemesi, çocuğa karşı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi gibi sebeplerle velayetin kaldırılmasına hükmedilir. Ancak kanuni düzenlemede sıralanan sebepler tahdidi nitelikte değildir.

Özetle, çocuğun korunmasına ilişkin yeterli önlemlerin alınmaması halinde hakim tarafından velayetin kaldırılmasına karar verilir. Velayet anne ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Velayetin kaldırılmasına karar veren Aile Mahkemesi Hakimi, kendisi vasi atamakla görevli olmadığından vasi atan­ması için Sulh Hukuk Yargıcına ihbarda bulunmalıdır. Vasi atama görevi Sulh Hu­kuk Hakiminin görevidir. Velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa hakim, resen ya da anne veya babanın istemi üzerine velayeti geri verir. Velayetin kaldırılması şartlarının bulunmaması halinde ise hakim tarafından velayetin değiştirilmesine karar verilir.

Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar. Mahkeme, bir çocuk ile ilgili velayet hakkının kaldırılmasına karar verirken, velayetin kaldırılması gerekmeyen diğer çocuklar hakkında da velayetin kaldırılmasına yer olmadığına karar vermezse diğer çocuklar açısından da velayet kaldırılmış olur.

Velayetin kaldırılmasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir

Velayetin kaldırılmasına ilişkin bazı örnekleri incelemek gerekirse;

5.1   Anne ve Babanın Hastalığı ve Özürlü Olması

Anne ve babanın her tür hastalığı velayetin kaldırılması sebebi kabul edilemez. Burada önemli olan husus hem annenin hem de babanın hastalığının onların velayet görevinin gerektirdiği hak ve yükümlülükleri yerine getirmelerine engel olmasıdır. Bu durum çocuğun sağlığını, eğitimini ve hepsinden önemlisi bütün bir yaşantısını olumsuz etkileyecekse ana ve babadan velayetin kaldırılması gerekir. Ancak ana ve baba evli ve bunlardan sadece biri bu görevini aksatacak bir has­talığa tutulmuş ve diğer eş velayet görevini gereği gibi yapabiliyorsa velayetin kal­dırılması gerekmeyecektir. Anne ve baba velayet hak ve yükümlülüklerini yerine getiremeyecek derecede özürlü iseler çocuğu bakımsız halde bırakmak olanaksız olduğundan velayetin kaldırılmasına karar vermek gerekir.

5.2   Ana ve Babanın Kısıtlanması

Anne baba akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlığı, ayyaşlığı, kötü idaresi, yaşlılığı, sakatlığı veya tecrübesizliği sebebiyle kısıtlanmışsa bu halde de velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Aile Mahkemesi Hâkimi, Aile Mahkemesi kurulmamışsa Asliye Hukuk Hakimi anne babanın kısıtlandığını saptadığında vela­yetin kaldırılmasına ve çocuğa bir vasi tayin edilmesine karar vermelidir,

5.3   Velayet Hak ve Görevinin Ağır Şekilde Kötüye Kullanılması

Ana babanın çocuklarını aşırı bir şekilde dövmesi, onları suç işlemeye zorlama­sı, dilendirmesi, çocuklara karşı cinsel bir suç işlemesi, onlara şiddet uygulaması, toplumun değer yargılarına ve inanışlarına aykırı bir duruma zorlamaları, çocuğun çıkarlarına aykırı bir duruma razı olması için zorlanması velayet hak ve görevinin kötüye kullanılması olarak kabul edilmelidir.

5.4   Velayet Hak ve Görevinin Aşırı Derecede Savsaklanması

Velayet hakkının kapsamını yukarıda ayrıntılı olarak açıkladık. Anne ve babanın çocuğa yeterli ilgi gös­terme yükümlülüğü de velayet hak ve yükümlülüğünün kapsamı içinde kabul edilmelidir. Anne ve babanın bu ve buna benzer yükümlülüklerini ağır bir şekilde savsaklaması da velayetin kaldırılması sebebidir. Ancak savsaklamanın önemli ve devamlı olması çocuk için ağır sonuçlarının olduğunun kanıtlanması gerekir. Anne ve babanın zorunlu sebeplerle ve sürekli olmayan savsaklaması velayetin kaldırıl­ması sebebi olmamalıdır.

5.5   Anne / Babanın Bazı Suçlardan Mahkumiyeti

Anne / baba reşit olmayan çocuklarına karşı fuhuşa tahrik ve benzeri bir suç işler veya böyle bir suça iştirakten, onları fuhuşa teşvik etmekten, kadın ticareti yapmaktan dolayı mahkum olmuşsa velayet hakkı kaldırılır. Bu tür suçlar kamunun edep duygularına ve aile düzenine karşı işlenen suçlardır. Böyle bir suç işlenmesi halinde hukuk mahke­mesinde yargılama yapılmasına gerek olmaksızın ceza mahkemesinin mahkumiyet kararıyla birlikte velayetin kaldırılmasına da karar verilmektedir.

6.     Anne veya Babanın Yeniden Evlenmesi Halinde Velayetin Kaldırılması

Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Yeniden ev­lenme sonucu ortaya çıkan duruma göre velayet hak ve yükümlülüğünün aksatıl­ması söz konusu olmak koşuluyla derecesine göre velayetin değiştirilmesi veya kaldırılması söz konusu olabilir.

7.     Velayetin Kaldırılması Halinde Anne ve Babanın Yükümlülükleri

Velayetin kaldırılması halinde anne ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder. Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır. Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.

SONUÇ

Gerek evrensel hukuk gerekse iç hukukumuz açısından çocuk hakları ve çocuğun üstün menfaatinin büyük önemi bulunmaktadır. Aile kurumu ve çocuğun aile ortamında büyümesi gerekliliği her ne kadar büyük bir öneme sahipse de çocuğun üstün yararın bunların da üzerinde bir ilkedir. Velayet hakkı, bir hak olmanın yanında büyük sorumlulukları da kapsamaktadır. Bu sebeple velayet hakkı sahibi olan anne ve baba bu haklarını layığıyla yerine getirmez ise ve şartları oluştuğu takdirde velayetin kaldırılması kanaatimizce isabetlidir. Kanun koyucu ayrıca düzenlediği hükümler ile velayetin kaldırılmasından sonra koşulların değişmesi halinde velayetin yeniden anne ve babaya verileceğini de hüküm altına almıştır. Böylelikle velayet hakkı ve sorumluluğunu yerine getirmeyen anne babanın şartları değiştirmesi ve çocuklarının velayetini yeniden üzerlerine alabilmeleri imkanı da sağlanmıştır.

 

Saygılarımızla,

Av. Ezgi Çağla Güngör