Tereke Tespiti Davası

Tereke Tespiti Davası

 

İzmir, 19.05.2020

 

Tereke Nedir?

Miras bırakanın ölümüyle mirasçılara geçen, miras bırakanın şahsına bağlı bulunmayan mal varlığı ile borçlarının tümüne “Tereke” denir.  Tereke, bir diğer deyişle ölen kişinin mirasıdır. Bu anlamda tereke para, araç, alacak hakkı, işletme, menkul ve gayrimenkul maddi mal varlığı değerlerinin tümünü kapsar.

Bazı haklar tereke kapsamına dahil edilemez.

-           Nafaka alacakları

-           Manevi tazminat alacağı

-           İntifa Hakkı

-           Oturma Hakkı gibi doğrudan ölenin şahsına bağlı hak ve alacakları terekeye dahil değildir.

Terekenin Tespiti Davası Neden Açılır, Kimler Açabilir?

Miras bırakana ait mal varlığının mirasçılar tarafından tam ve doğru bilinmesi her zaman mümkün olmayabilir. Bu hususta, mirasçılar kendi araştırmaları ile birtakım bilgilere ulaşabilseler de bir takım zorluklarla da karşı karşıya kalabilirler.

Örneğin, miras bırakana ait gayrimenkuller hakkında araştırma yapmak üzere ilgili tapu dairesine başvuran bir mirasçının, yeterli bilgiyi edinememesi söz konusu olabilir. Gayrimenkul ile ilgili muvazaalı bir işlem ya da bağışlama gibi önceden yapılmış sağlararası kazandırmaların söz konusu olması ya da buna dair mirasçının şüphesinin olması mümkün olabilir. Miras bırakanın bilinmeyen mal varlığı da söz konusu olabilir.

Tam ve doğru bir tereke hesaplaması yapılabilmesi için, tereke tespiti davasının açılması mirasçıların menfaatinin korunmasını sağlayacaktır. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.

Sonuç olarak, terekenin tespiti davası, yasal mirasçıların, atanmış mirasçıların ya da vasiyet alacaklılarının yani tereke üzerinde hak sahibi olan mirasçılardan birinin tereke üzerinde alacak iddiasında bulunması halinde, terekeye konu tüm mal ve hakların tespit edilmesi amacı ile açılır.

Tereke tespit davası açılması için, bir diğer mirasçının onayına ihtiyaç yoktur.

Terekenin tespiti davasında, terekeye konu menkul ve gayrimenkul mal varlığı mahkeme tarafından araştırılarak tespit edilir.

Dava ile ilgili olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2013/13009 Esas, 2014/17643 Karar sayılı kararı:

“Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez. Kuşkusuz bu şekilde tereke emanet hesabına alınan malvarlığı unsurlarının terekeye dahil olmayıp kendisine ait olduğu iddiasıyla her bir mirasçının istihkak davası açma hakkı mevcut olup; dava başarıya ulaştığı takdirde mirasçının o malvarlığı unsurunu tereke mahkemesinin kendisine teslimini istemesi imkan dahilindedir.” yönündedir.

Terekenin Tespiti İşlemi Nasıl Yapılır?

Mahkeme tarafından miras bırakanın terekesi hesaplanırken, mirasçıların beyanları  ve talepleri öncelikli olarak incelenir. Bu doğrultuda, davacı tarafından varlığı iddia edilen aktif ve pasiflere ilişkin resmi kayıtlara, bilgi ve belgelere ulaşılması gerekmektedir. Bunun için miras bırakanın üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların kayıtlarının ilgili kurumlardan talep edilmesi, varsa banka hesapların getirtilerek incelenmesi ve bunlar gibi terekeye dahil olabilecek tüm malvarlığının araştırılması yapılır. 

Mahkeme tarafından miras bırakanın borç ve alacakları tespit edilir ve gerektiğinde mevcut mal varlığı hesaplaması için bilirkişi incelemesi yaptırılır. Böylece terekenin toplam değeri belirlenir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2016 tarih, 2015/ 4790 Esas, 2016/4296 sayılı kararı;

“mahkemece; öncelikle miras bırakanın terekesi (temlik içi – temlik dışı), taraf vekillerinin beyanına da başvurularak belirlenmeli (HMK. m. 31), tereke kapsamındaki taşınır – taşınmaz mal varlığı hakkındaki bilgi, belge ve kayıtlar dosyaya celp edilmeli, ondan sonra bu ilkeler esas alınarak, tenkis konusunda uzman bilirkişiden yukarıda belirtilen hususları da karşılayacak nitelikte rapor alınarak, net tereke hesabı üzerinden sabit tenkis oranı belirlemek gerekir” yönündedir.

Miras bırakanın muvazaa ya da bağışlama gibi sağlararası kazandırma yaptığı iddiası var ise, mahkeme tarafından bu iddialar da incelenir. Örneğin; bir gayrimenkul hakkında bu tür bir iddia var ise, mahkeme tarafından ilgili tapu müdürlüğünden, iddia konusu gayrimenkulün geçmişine yönelik tapu kayıtları celp edilir.  Dava dosyasına celbi sağlanacak bu belgelerin alanında uzman bilirkişiye tevdii ile gerekli hesaplamalar yapılarak tereke tespit edilir.

Terekenin hesaplanması ile ilgili, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17.06.2003 tarih, 2003/5672 Esas, 2003/8996 Karar sayılı kararı;

“Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften, belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (MK 454). Miras bırakanın Medeni Kanunun 453. maddesinde belirlenen mahfuz hisseye tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı paylan zedeleme kastının varlığından söz edilemez.” yönündedir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.

Terekenin Tespiti Davasında İhtiyati Tedbir

Terekenin tespiti davası devam ederken, ilgili hakkın elde edilmesini güçleştirecek ve belki de imkânsız hale getirecek bir değişiklik olabilir. Bundan dolayı mirasçılar zarara uğrayabilir. Bu tarz tehlikeleri önlemek için mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirin amacı, mirastan mal kaçırılmasının önlenmesi, tereke mallarını korunup, terekenin hak sahibi mirasçılara geçmesini sağlamaktır.

İhtiyatı tedbir kararını hâkim re’sen verebileceği gibi mirasçılardan birinin istemi üzerine de verebilir.

Zamanaşımı

Terekenin tespiti davası, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir.

Dava Harcı

Terekenin tespiti davasında ödenecek harç, davaya konu değerler üzerinden hesaplanmak üzere binde 3,96’dır.  

Sonuç olarak, terekenin tespiti davasının karara bağlanmasıyla birlikte, varsa hukuka aykırı işlemler iptal edilmiş, mirasçıların hakları korunmuş ve miras taksiminin sağlıklı bir şekilde yapılması sağlanır.

 

Saygılarımızla

Av. Demet Cengiz Uslu