İzmir, 22.05.2020
Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçu ile ilgili olarak paylaşmış olduğumuz “Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçu” başlıklı yazımızda detaylı bilgilendirmeleri aktarmıştık. Karşılıksız çek keşide etme suçunun tüzel kişi tarafından işlenmesi durumunda tüzel kişinin mali işler ile görevlendirilen yönetim kurulu üyesinin; böyle bir belirleme yapılmamışsa tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olacağını detaylı olarak aktarmıştık. Bu konuda bir sorun da karşılıksız çek keşide etme suçunu işleyen kişinin yabancı ülke vatandaşı olması halidir.
Bu sorunun aydınlatılması için 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun incelenmesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 5. maddesi “ Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçu, özel bir kanun olan Çek Kanunu’nda düzenlenmiş olup bu suçun müeyyidesi olarak bir ceza da öngörüldüğü için Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri uygulanacaktır.
Kanunun genel hükümlerinden birini düzenleyen 8. Maddesi “Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır. Suç;
- Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
- Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
- Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
- Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı, İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.” Hükmünü içermektedir.
Karşılıksız çek keşide etme suçunu hareket ve netice açısından inceleyecek olursak çek düzenlenmesi yurt dışında yapılmış olsa dahi suçun oluşma anının banka tarafından “karşılıksızdır” işlemi yapılma anı olduğunu önceki yazımızda açıklamıştık. Banka tarafından “karşılıksızdır” işlemi de Türkiye’de yapılacağı için suç Türkiye’de işlenmiş sayılmaktadır. Bu sebeple Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçun yargılaması da Türkiye Kanunlarına göre yapılacaktır. Ceza kanunlarında ülkesellik ilkesinin bir sonucu olarak da bu yargılama yabancı ülkede yargılama yapılmış olsa dahi Türk Mahkemeleri tarafından görülecektir. Ancak yabancı ülkede bu suçtan dolayı yargılama yapılmış ve gözaltı, gözlem altı, tutuklu veya hükümlü olarak geçirilen süreler varsa bu sürelerin mahsup edilmesi gerekmektedir.
Karşılıksız çek keşide etme suçunda yapılan yargılama neticesinde öncelikle adli para cezasına hükmedilmekte; bu ceza ödenmez ise hapis cezasına çevrilmektedir. Adli para cezasının ödenmemesi sebebiyle cezanın hapis cezasına çevrilmesi ihtimalinde kişi Türkiye’de ise yakalama emri çıkarılarak yakalanacak ve cezanın infazına başlanacaktır. Ancak hükümlünün yurt dışında bulunması ihtimalinde ne yapılacağı hususu “6706 Sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu”nda düzenlenmektedir.
Bu kanuna göre Türk Adlî mercileri, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılması ya da verilen mahkûmiyet kararlarının yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan konularda adlî yardımlaşma talebinde bulunabilir. Bu durumda aşağıdaki hükümler uygulanır:
- Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde adlî yardımlaşma talebinden önce delillerin korunması amacıyla geçici tedbirlerin alınması istenebilir.
- Tebligata ilişkin adlî yardımlaşma taleplerinde, kısıtlayıcı veya zorlayıcı tedbir uygulanacağına ilişkin ihtarlara yer verilmez.
- Adlî yardımlaşma talebine konu işlemin yerine getirilmesi sırasında hazır bulunma talebinde bulunulabilir.
- Adlî yardımlaşma talebi kapsamında ilgili devletin iç hukukuna uygun olarak yerine getirdiği işlemler, Türk hukuku bakımından da geçerli sayılır.
- Adlî mercilerce, yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında başka bir devletin ceza soruşturması başlatmasına neden olabilecek bilgilerin öğrenilmesi hâlinde, talep olmaksızın bu bilgiler, ilgili devlete gönderilmek üzere Merkezî Makama bildirilebilir.
Aşağıdaki koşulların birlikte bulunması hâlinde, Cumhuriyet başsavcılığınca, Türk mahkemeleri tarafından verilen mahkûmiyet kararlarının yabancı devlette infaz edilmesi talep edilebilir:
- İnfazın devredileceği devlette bulunan hükümlünün, bu devletin vatandaşı olması veya bu devlet ile güçlü sosyal bağlarının bulunması.
- Mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması.
- Mahkûmiyet kararına konu fiilin yabancı devlet hukukuna göre suç teşkil etmesi.
- Hapis cezaları için, merkezî makamlarca aksi kararlaştırılmadıkça talep tarihinde, hükümlünün ceza infaz kurumunda infazı gereken en az altı ay hapis cezasının bulunması.
- Merkezî Makamın olumlu görüşünün bulunması.
- Cezaları denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilen hükümlülerin cezaları devredilebilir.
- İnfazın devri talebinde bulunulması infaz işlemlerinin yürütülmesine engel değildir.
- Devrin, ceza adaletinin amaçlarına hizmet etmeyeceğinin veya Türkiye’nin millî güvenliği ile temel çıkarlarına uygun düşmeyeceğinin anlaşılması hâlinde, devir talebi Merkezî Makam tarafından reddedilir.
- İnfazın devredilebilmesi için devrin yapılacağı devletten infazın nasıl yapılacağının bildirilmesi istenir. Gelen bilgilere göre devir talebi, Merkezî Makamın uygun görüşüyle Cumhuriyet başsavcılığınca geri alınabilir.
Buna göre Türk Mahkemeleri tarafından verilen bir mahkumiyet kararının başka bir ülkede infaz edilebilmesi için öncelikle mahkumiyete sebep teşkil eden suçun diğer yabancı ülke açısından da suç olarak kabul edilmesi ve ceza infaz kurumunda geçirilecek sürenin en az altı ay olması gerekmektedir. Yabancı devletin infazın nasıl yapılacağını Türkiye’ye bildirmesi ile merkezi makamın uygun görüşüyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geri alınabilir.
Karşılıksız çek suçu açısından verilecek ceza öncelikle adli para cezasıdır ve günlük 20-100 TL arası bir ceza üzerinden en fazla 1500 günlük adli para cezasına hükmedilir. Ancak hükmedilecek ceza tutarı çekin karşılıksız kalan kısmından az olamaz. Örnek üzerinden açıklamak gerekirse 1500 günlük adli para cezasına hükmedildiği durumda bu ceza ödenmez ise hapis cezasına çevrilecektir. Bu durumda hükümlünün ceza infaz kurumunda kalması gereken süre 1500 gün olacaktır. Bu durumda dört yılı aşkın süreli bir hapis cezası söz konusudur. Ancak karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı ceza infaz kurumlarında geçirilecek cezanın en fazla 3 yıl olması sebebiyle hükümlü 3 yıl ceza infaz kurumunda kalacaktır. Bu durumda süre yönünden şart sağlandığı için, karşılıksız çek keşide etme suçunun yabancı hükümlünün vatandaşı olduğu ülkede de bu suç düzenlenmiş ise hükümlünün cezasının kendi ülkesinde infaz edilmesi talep edilebilir.
Merkezî Makam, yabancı devletten infaz sırasında ortaya çıkacak özel durumlar ile infazın tamamlanması veya hükümlünün firarı gibi önemli bilgileri bildirmesini ister. Merkezî Makama ulaşan bilgiler, Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Kararın tamamen infaz edilmesi veya infaz kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmesi, Türk hukuku bakımından da aynı sonuçları doğurur. Yabancı devletin kararı infaz etmemesi veya edememesi hâlinde infaz işlemlerine Türkiye’de devam edilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılabilmesi ya da verilen mahkûmiyet kararlarının infazı amacıyla yabancı bir ülkede bulunan ve hakkında yakalama emri veya tutuklama kararı verilen kişinin Türkiye’ye iadesi, adlî merciler tarafından istenebilir.
Üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kişinin iadesi talep edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinde bulunulabilmesi için hükmolunan hapis cezasının en az dört ay olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçu bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası belirtilen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir.
Merkezî Makam tarafından uygun görülmesi hâlinde talep, yabancı devlete gönderilir. Ancak, aşağıdaki durumlarda Merkezî Makam iade talebini yabancı devlete göndermeden reddedebilir:
- Talebin, iade için gerekli şartları taşımaması.
- Ceza infaz kurumlarında geçirilecek süre dikkate alındığında, iade yoluna başvurulmasının kişi yararı ve kamu yararı arasında açık bir orantısızlığa sebep olması.
- Türkiye’nin millî güvenliğinin veya uluslararası ilişkilerinin zarar görme ihtimalinin bulunması.
Karşılıksız çek keşide etme suçu bakımından verilen mahkumiyet cezası neticesinde cezanın infazı için hükümlünün bulunduğu devletten iade talebinde bulunulabilir. Ancak bunun belirli şartları bulunmaktadır. Bu bakımdan karşılıksız çek keşide etme suçunun hapis cezasına çevrilmesi durumunda cezanın üst sınırının 3 yıl olarak düzenlenmesi sebebi le bu düzenleme kapsamına girdiği görülmektedir. Bununla birlikte yukarıdaki örnekte açıklamış olduğumuz şekilde yapılan hesaplama neticesinde cezanın hapis cezasına çevrilmesi durumunda bulunan ceza miktarının en az dört aya tekabül etmesi durumunda süreye ilişkin şart sağlanmış olmaktadır. Ancak bununla birlikte ilgili makamlarca yapılacak bir inceleme de kişi yararı ve kamu yararı arasında bir orantısızlığa sebep olup olmaması hususudur. Bu durumda ilgili makamın takdir yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu şartlara uygun olduğunun belirlenmesi halinde hükümlünün yabancı devletten iadesi talep edilebilecektir.
Hükümlünün cezasının infazının Türkiye’de yapılacağına ve hükümlünün nakline karar verilmesi üzerine, ceza infaz kurumlarında kalacağı süre hükümlüye ve yabancı makamlara bildirilir. Yabancı devlet ile hükümlünün, nakli kabul etmesi üzerine, hükümlü Türkiye’ye getirilir. Hükümlü, nakil dosyası ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilir. Cumhuriyet başsavcılığı, infazına başlanan karara ilişkin bilgileri Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirir. Hükümlü hakkında verilen mahkûmiyet kararı Türk kanunlarına göre infaz edilir. Mahkûmiyetin esasına taallûk eden talepler, hükmün esası hakkında karar veren devlet mahkemelerine yapılabilir. İnfaz sırasında, hükmün verildiği devlette veya Türkiye’de genel veya özel af kabul edilmesi ya da suç veya cezayı ortadan kaldıran veya hafifleten bir sebebin ortaya çıkması hâlinde hükümlünün hukukî durumu hakkında bulunduğu yer ağır ceza mahkemesince karar verilir.
SONUÇ
Karşılıksız çek keşide etme suçu özel kanun olan Çek Kanunu’nda düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri özel kanunlardaki ceza hükümleri bakımından da geçerlidir. Ceza hukukunun ülkeselliği ilkesi kapsamında Türkiye’de işlenen suçların yargılaması Türkiye’de yapılmaktadır. Ayrıca Ceza Kanunu gereği Türkiye’de işlenen suçun ceza yargılaması sırasında Türkiye kanunları uygulanmaktadır. Karşılıksız çek keşide etme suçunun oluşma anı banka tarafından “karşılıksızdır” işlemi yapıldığı anda oluşmuş sayılacağından; bu suçla ilgili olan yargılama Türkiye’de yapılacaktır. Yargılama sonucunda verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda bu ceza, hapis cezasına çevrilmektedir. Cezanın hapis cezasına çevrilmesi durumunda 6706 Sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu kapsamında belirli şartların sağlanması şartıyla hükümlünün cezanın infazının yabancı ülkede yapılması veya Türkiye’de yapılması için yapancı ülkeye iade talebinde bulunulması da mümkündür.
Saygılarımızla,
Av. Ezgi Çağla Güngör