İstinaf Yolu - Süre Tutum

İstinaf Yolu - Süre Tutum

Bölge Adliye Mahkemeleri’nin işlerlik kazanması ile istinaf başvurusunun hangi süre içinde ve nasıl yapılacağı konularında uygulama açısından belirsizlikler meydana gelmiştir. Bu belirsizliklerden biri de temyizde olduğu gibi süre tutum dilekçesi verilip verilemeyeceğidir. Belirtmek gerekirse, istinaf yolunun süre ve başvuru şekli açısından temyizden farkı yoktur.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca istinaf ve temyiz süreleri Kanun’da belirtilen özel haller dışında kararın tebliğden itibaren başlamaktadır. Ancak, İş Mahkemesi, İcra Mahkemesi ve Ceza Mahkemesi kararlarına ilişkin sürelerin tefhimden itibaren işleyeceğine dair Kanunlarda ayrı hükümler bulunmaktadır.

Uygulamada gerekçeli mahkeme kararı olmadan gerekçeli istinaf dilekçesinin hazırlanması çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla, “süre tutum dilekçesi” adı verilen bir dilekçe ile gerekçeli istinaf nedenlerinin gerekçeli mahkeme kararı tebliğ alındıktan sonra bildirileceği belirtilerek süresinde istinaf başvurusunda bulunulduğu hususu mahkemeye sunulmaktadır. Ancak, süre tutum dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile süre kesilmemektedir. Bunun yanı sıra istinaf harcının da mahkeme dosyası hesabına yatırılması sürenin durması için şarttır.

Süre tutum dilekçesi istinaf dilekçesi niteliği taşımamaktadır. Zira, süre tutum dilekçesi ile istinaf nedenleri gerekçeli ve ayrıntılı şekilde bildirilmemekte yalnızca istinaf yoluna başvurulduğuna dair bildirim niteliği taşımaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf nedenleri ile sınırlı inceleme yapılabildiğinden yalnızca süre tutum dilekçesi verilmiş olması halinde dosyaya ilişkin istinaf incelemesi yapılamayacaktır.

Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 17.11.2016 tarihli 2016/35343 Esas ve 2016/20173 Karar sayılı kararında “Davalının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf sebeplerini açıkça belirtmeden yalnızca gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçelerini bildireceğini belirtmek suretiyle istinaf yoluna başvurduğu, gerekçeli kararın tebliğinden sonra da gerekçeli dilekçenin sunulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun bu sebeple reddedildiği, 6100 Sayılı HMK'nun 352. ve 355. maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile istinaf başvurusunu reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararına ilişkin ONAMA kararı verilmiştir.

Tefhimden itibaren işleyen süreler yönünden süre tutum dilekçesi verilebilir ise de gerekçeli mahkeme kararının tebliğinden sonra en kısa sürede gerekçeli istinaf sebeplerini bildiren yeni bir dilekçenin mahkemeye sunulması gerekmektedir. Aksi halde yukarıdaki Yargıtay kararında görüldüğü gibi istinaf başvurusu, gerekçeli istinaf nedenlerinin bildirilmemiş olması sebebi ile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilecektir.