İzmir, 15.04.2020
İş Hukukunda Arabuluculuk 12.10.2017 tarihinde kabul edilen 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile zorunlu hale gelmiştir.
7036 sayılı Kanun’un 3. Maddesi uyarınca, 01.01.2018 tarihinden sonra;
“ Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Madde hükmüne göre işçi veya işveren alacakları ile tazminatlara yönelik talepler ve işe iade davası açmak için dava yoluna başvurmadan evvel arabulucuya başvurmak zorunludur. Arabulucuya başvurmadan iş mahkemesinde açılan iş davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilmektedir.
Yetkili Arabuluculuk Bürosu Neresidir?
7036 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 5 fıkrasında arabuluculuğa başvuru düzenlenmiştir. Anılan fıkra; “Başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.” hükmünü içermektedir.
Yani başvurucu arabulucu tayini için, karşı tarafın yerleşim yerindeki arabuluculuk bürosuna, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki arabuluculuk bürosuna ya da işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna başvurabilir.
Arabuluculuk bürosu olmayan adliyelerde arabuluculuk bürosunun görevini sulh hukuk mahkemesi yerine getirir.
Hangi Davalar Yönünden Arabuluculuk Dava Şartıdır?
İşe İade Davaları : İşe iade davaları, iş güvencesine tabi iş yerlerinde, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmediği iddiasıyla feshin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesi talepli açılan davadır. İşçi, iş akdi feshedildikten sonra işe iade davası açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesi için arabulucuya başvurmak zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, arabulucuya başvurmak zorundadır. Burada önemli olan fesih bildiriminin tebliğ tarihidir. Fesih ileri bir tarih olsa bile tebliğ tarihinden itibaren 1 aylık sürede arabulucuya başvurulması gerekir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılması gerekir.
Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara re’sen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. (İş Kanunu m. 20/1).
Tarafların, arabuluculuk görüşmeleri sonunda işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;
- İşe başlatma tarihini,
- Ücret ve diğer hakların parasal miktarını ve
- İşçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın parasal miktarını
belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. (İş Kanunu m. 21/5)
Asıl işveren / alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir. (İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/15)
Kıdem Tazminatı : Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işverenin işyerlerinde en az 1 yıl çalışmak gereklidir. Kıdem tazminatı hakkı elde ettiği halde, alacağını işverenden alamayan işçi öncelikle arabulucuya başvurarak uyuşmazlığın giderilmesini talep etmek zorundadır.
İhbar Tazminatı : İhbar tazminatı alacağına hak kazanılıp kazanılmadığı, tazminatın miktarı ve ödeme şekli nedeniyle işçi ile işveren arasında çıkan uyuşmazlıklar için dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.
Fazla Çalışma Ücreti : Fazla çalışma işçinin işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışmalarıdır. İşveren, haftalık 45 saati aşan her saatlik çalışma için normal saat ücretinin
% 50 fazlasını fazla çalışma ücreti ödemek zorundadır. Fazla çalışma ücreti alacağı için de iş mahkemesinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.
Yıllık ücretli izin, normal çalışma ücreti, genel tatil ücretleri, milli ve dini bayram tatil ücretleri için de dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.
Arabuluculuğa Başvuru Zorunluluğu Olmayan Davalar:
7036 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 3. Fıkrası:
“İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.
Yani iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabuluculuk bir dava şartı olarak öngörülmemiştir. Bu nedenle, arabuluculuğa başvurmadan doğrudan iş mahkemesinde dava açılabilir.
Arabuluculuk Bürosuna Başvurulması Halinde İş Davalarında Zamanaşımı Süreleri:
İş sözleşmesinden kaynaklanması şartıyla, aşağıda belirtilen tazminat ve ücretlere ilişkin zamanaşımı süresi 5 yıldır. (İş Kanunu Ek Madde):
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülemediğine ilişkin son tutanağın düzenlendiği tarihte zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.
İş Davasının Arabuluculuk Yoluyla Çözülmesi Ne Kadar Sürer?
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. (İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/10)
Uyuşmazlığın süresi içinde çözülememesi halinde dosya kapatılır. Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması ya da yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hallerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir. (İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/11)
Anlaşamama Halinde Dava İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
7036 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. Fıkrası;
“Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü içermektedir.
Yani zorunlu arabuluculuğa giren hallerde dava açılması için arabulucuda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesinde yer alması gerekir. Son tutanak dava dilekçesine eklenmemiş ise, hakim bir haftalık kesin süre vererek bu eksikliğin giderilmesini ister. Dava dilekçesine son tutanağın kesin süre içinde de eklenmemesi halinde dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilir.
Arabulucuda Anlaşma Halinde Son Tutanağının Hukuki Durumu
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18. maddesinin 2.fıkrası:
“Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.” hükmünü içermektedir.
Madde hükmü uyarınca, taraflar arabuluculuk sürecinde anlaşmaya vardıklarında anlaşma tutanağına sulh hukuk mahkemesinden icra edilebilirlik şerhi alırlar ise, bu belge ilam niteliğinde belge kabul edilir.
Arabulucuda Anlaşılan Hususlarda Dava Açılamaz
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
Saygılarımızla,
Av. Demet Cengiz Uslu