Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından Doğan Cezai Sorumluluğu

Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından Doğan Cezai Sorumluluğu

Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından Doğan Cezai Sorumluluğu

 

Daha evvelki yazımızda hekimin “Hatalı Tıbbi Müdahalesi Sebebiyle Hukuki Sorumluluğu” konusu ele alınmış idi.  Bu yazımızda ise hekimin tıbbi uygulama hataları sebebiyle ortaya çıkan cezai sorumluluğu ele alınmaktadır.

Hekimin cezai sorumluluğu; hekimin tıp mesleğini icra ederken işlediği suçlarla, bu mesleğin icrası dolayısıyla işlemiş olabileceği suçlardan dolayı sorumluluğunu ifade eder.

I.       Hekimin Kasti Davranışından Doğan Cezai Sorumluluğu

Hekim, yapacağı tıbbi müdahalelerde, tedavi amacı ile hareket etmelidir. Hekimin başka bir amaçla hareket etmesi durumunda kasıtlı sorumluluğu söz konusu olur. Hastayı tedavi amacı taşımadan, öldürmek ya da sağlık durumunu daha kötüleştirmek için hareket eden hekim, kasten adam öldürme ya da müessir fiil suçundan sorumlu olur. Hekimin kasten işlediği suçlarda, diğer kişilerden farklı bir statüsü yoktur.

II.      Hekimin Taksirli Davranışından Doğan Cezai Sorumluluğu

Hekimlerin ya da diğer sağlık çalışanlarının meslek uygulamalarından doğan cezai sorumluluğu, diğer meslek gruplarında olduğu gibi TCK’nin “taksirli suç” kavramı içinde değerlendirilmektedir. Hekimden beklenen, olası risklere karşı gerekli önlemleri alması ve tıbbi uygulama esnasında yeterli dikkat ve özeni göstermesidir. Hekimin, tıbbi kuralla uymasına rağmen doğabilecek zararlı sonuçlardan sorumluluğu yoktur. Yani, hekimin tıbbi kurallara uymuş olmasına rağmen öngörülebilen zararlı bir sonuç doğmuş ise hekimin kusurlu olduğunda söz edilemez.

Tıbbi kurallara uyulmamış fakat buna rağmen olumsuz bir sonuç doğmamış ise, hekim yine herhangi bir suçtan sorumlu tutulamaz.

Öyle ise hekimin taksire dayalı cezai sorumluluğu ancak tıp biliminin kurallarına uyulması halinde önlenebilecek zararlı sonuçlar bakımından mümkündür. Ancak bu ilkenin uygulanabilmesinin ön şartı da hekimin tedavi amacı ile hareket etmesidir. Hekimin hareketi değerlendirilirken, TCK 22. Maddesi göz önünde bulundurulur. Hekim belirli bir risk taşıyan tıbbi müdahalesinde, riskin muhtemel sınırları içinde kalmışsa sorumlu tutulamaz. Nitekim Yargıtay da bazı kararlarında bu hususa değinmiştir:  

“Yapılan ameliyat, beklenen iyi sonucu vermemiş olsa dahi, tıp ilminin kabul edilen kurallarına uygun müdahale yapılmış ise, hekime kusur izafe edilemeyeceğinden meydana gelen sonuçtan dolayı sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini...”

“Tıp mesleğini yasaca yürütmeye yetkili hekim, tıbbın uygulayıcı olarak bütün faaliyetlerinde tıp biliminin kurallarını ve verilerini uygulamak, mesleğin özel görevlerine yeteri kadar uymak, yasaların öngördüğü kuralları gözetmek ve böylece tıbbın amacını gerçekleştirmek zorundadır, aksi davranış sorumluluğu gerektirir.”

Hekimin taksire kaynak teşkil edecek tıbbi işlemleri genel olarak şunlardır:

-           Teşhise ilişkin işlemler (yanlış teşhis ve buna bağlı yanlış tedavi seçimi),

-           Doğru bir teşhisten sonra tedavi konusunda yanlış bir seçim yapmak,

-           Tedaviyi yanlış uygulamak ve tedavide gecikmek,

-           Tehlikeli anestezi maddesinin kullanılması veya elverişsiz anestezi kullanmak,

-           Gerektiğinde acil tedbirlere başvurmamak,

-           Hastanın klinik bulgularının aksine olarak, tavsiye edilemeyecek olan cerrahi müdahalede bulunma,

-           Taksirle Öldürme, (Takibi Şikayete Bağlı Değildir)

-           Taksirle Yaralama, (Takibi Şikayete Bağlıdır)

Yargılama 

Kendilerine yapılan tıbbi uygulamada hekimin kusuru ve ihmali neticesinde zarar gören, hakları ihlal edilen hasta ve hasta yakınlarının doğrudan hekimin cezai sorumluluğundan dolayı Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunma hakkı mevcuttur. Bu hakkın kullanımı için hastanın ya da yakınlarının suç teşkil eden hususlarda Cumhuriyet Savcılığı’na ya da hekim kamu kurum ve kuruluşunda çalışıyorsa bağlı olduğu kuruma başvurması gerekmektedir.

Hakkında soruşturma başlatılabilme, hekimin çalıştığı kuruma göre değişiklik gösterir:

  • Hekim, kendi muayenehanesinde serbest olarak veya özel bir hastanede çalışıyor ise doğrudan Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulabilir.
  • Hekim bir kamu kuruluşunda görevli ise, öncelikle mülki amirlikler tarafından bir idari soruşturmaya taraf olur. Bu idari soruşturmanın sonucunda, hekim hakkında soruşturma izni verilirse, olay Cumhuriyet Savcılığı tarafından adli soruşturmaya konu edilebilir.

 

Saygılarımızla,

Av. Demet Cengiz Uslu