Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Kâr Payı Hakkı

Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Kâr Payı Hakkı

Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Kâr Payı Hakkı

İzmir, 22.05.2020

 

Her ticari şirket gibi anonim şirketin de nihai amacı kâr elde etmektir. Anonim şirkete ayni veya nakdi sermaye koymak suretiyle kuran veya kurulmuş bir şirketin sonradan ortağı olan yatırımcının da esas amaç ve hedefi kâr elde etme olacaktır. Anonim şirkette ortakların kâr payı alma hakkı, şirketin tasfiyeye girmesine kadar devam eder.  

KÂR VE KÂR PAYI KAVRAMLARI

“Kâr” kavramı genel anlamıyla, belirli bir devre sonunda aktif kalemlerin pasif kalemler toplamına göre fazla olmasıdır. Bu fazlalık, işletmenin o devre içindeki “kârı” olmaktadır.

Anonim şirketler açısından kâr; bir hesap dönemi içinde şirketin faaliyeti sonucunda, kâr ve zarar hesabının kâr bakiyesi vermesi hâlinde şirket bilânçosunun pasif tablosuna yazılan ve kural olarak kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmak üzere ayrılan kalemdir.

KÂR PAYI VE YEDEK AKÇE İLİŞKİSİ

TTK’da, kâr payının dağıtımına ilişkin esaslar, “yedek akçe” ile ilişkili olarak düzenlenmiştir.

“Yedek akçe”, şirketin yıllık net kârları üzerinden belli bir oranda ayrılarak, ortaklara dağıtılmayan ve şirkette yedek sermaye olarak tutulan paradır. Yedek akçenin ayrılmasındaki amaç, şirketin ekonomik risklere karşı korunmasıdır.

TTK’nun 509/2. maddesi uyarınca kâr payı, ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Buna göre şirketin hesap yılında kâr elde etmemesi halinde kâr payı dağıtması söz konusu olmaz; zira kâr payı dağıtımı için ilk şart şirketin kâr elde etmiş olmasıdır.

Bu kapsamda kâr payı dağıtımı yapılmadan önce, dağıtımın kaynağını teşkil eden net dönem kârının tespit edilmesi gerekmektedir. Şirket, öncelikle hesap dönemi sonunda yıllık net kârını bulmalıdır. Bu tespit için şirketin önceki yıla ait bilanço ve gelir tablosu düzenlenir.

Net dönem kârı, yıllık bilançoya göre belirlenmiş yıllık kârdan geçmiş yıllara ait zararların ve anonim şirketin ödemekle yükümlü olduğu vergiler ile mali yükümlülüklerin düşmesinden sonra kalan tutarı ifade eder. 

KÂR PAYININ DAĞITILMASI KARARI VE YETKİLİ ORGAN

TTK’nun 408/II-d maddesi uyarınca kârın kullanım şekli ve kâr payı dağıtımı konusunda karar alma görev ve yetkisi, anonim şirket genel kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasındadır. Buna göre finansal tablolar uyarınca şirketin kârda olması ve kanuni / ihtiyari yedek akçeler ayrıldıktan sonra dağıtılacak bir kâr bulunması halinde anonim şirketin kâr dağıtımı yapması, bu konuda genel kurulun bir karar alması halinde söz konusu olacaktır. Başka bir deyişle anonim şirket, yönetim kurulu kararıyla veya bu konuda herhangi bir karar almaksızın kâr dağıtımı yapamaz; bu konuyla ilgili tek yetkili organ genel kuruldur.

Yönetim Kurulu Genel Kurulda kâr dağıtımı konusunda olumlu/olumsuz alınan kararı uygular.

Pay sahiplerinin kâr payı, yukarıda belirttiğimiz gibi ayrılması gerekli yedek akçeler ayrıldıktan sonra, esas sözleşmede belirlenen ya da genel kurulda kararlaştırılan oran üzerinden dağıtılır. Kâr payının dağıtılmasında, esas sözleşmede aksi öngörülmediği sürece, payın itibari değeri değil, pay sahibinin şirkete payıyla ilgili yaptığı ödemeler dikkate alınır.

Kar payının muacceliyet tarihi ise kural olarak genel kurulun kar dağıtımı için belirlediği gündür. Bununla birlikte genel kurul kar dağıtım kararı almış, ancak dağıtım günün belirlememiş ise, söz konusu alacak genel kurul kararıyla muaccel hale gelecektir.

KÂR PAYI DAĞITIMININ ZORUNLU OLUP OLMADIĞI

6102 sayılı TTK ile kâr dağıtımı ve pay sahibinin kâr payı alma hakkına ilişkin hükümlerde esaslı değişiklikler yapılmamış, hükümlerde bazı ifadeler değiştirilmiştir. TTK’nun 519/II-c maddesinde yer alan “ayrıldıktan sonra” ibaresi “pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra” düzenlemesi ile değiştirilmiştir.

Kanun’da yer alan bu ifade, her AŞ’nin, kâr dağıtma zorunluluğunun olup olmadığı sorusunu yaratmıştır. Bir AŞ’nin her faaliyet dönemi sonunda kâr dağıtmak zorunda olup olmadığını hususunda doktrinde farklı görüşler yer almaktadır. Yargıtay içtihatlarında da bu konuda birlik sağlanamamıştır.

Nihayetinde, anonim şirketin kâr elde etme ve dağıtma nihai amacından doğan, pay sahibinin kâr payı hakkı da bir vazgeçilmez haktır. Bu kapsamda, Yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere “anonim şirketin pay sahiplerine dağıtılabilecek kârı bulunuyorken iyi niyet kurallarına aykırı olacak şekilde uzunca bir süre dağıtılmaması ya da yetersiz dağıtılması halinde pay sahibi bu hakkını mahkeme aracılığıyla talep edebilecektir.”

Anonim şirket kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulur (TTK m. 271) ve kâr elde etmek ve paylaştırmak nihai amacını elde etmek hedefine yönelir ve bu yolda çaba harcar. Ortaklığın bütün organları bu nihai amaca uygun kararlar almak zorundadır. Şirketin kâr elde etmek ve dağıtmak nihai amacından doğan kar payı, bir vazgeçilmez haktır. (TTK m. 385)

Bu kapsamda ortaklığın hiç kar payı dağıtmaması TTK’na aykırı olacaktır.

 

Saygılarımızla

Av. Demet Cengiz Uslu